İstanbul’un koşturmacalı yaşamından, betonarme yapılardan ve kalabalıktan biraz olsun uzaklaşıp doğanın huzuruna sığınma isteğimiz uzun zamandır içimizdeydi. Çadır kampı pek bize göre olmadığından, doğayla daha konforlu bir buluşma için karavan tatili fikrine yöneldik. Gönlümüzden Ege sahillerini karavanla baştan sona gezmek geçse de, başlangıç olarak hafta sonu için İstanbul’a yakın bir rota seçmeye karar verdik. Bu yazıda, karavan kiralama sürecimizden Poyrazlar Karavan Camping’deki deneyimlerimize kadar her detayı bulabilirsiniz.

Karavan Kiralama: Hangi Firmayı Seçtik?
Karavan kiralama konusunda piyasada birçok seçenek var. Happy Camper, Shantigo, Ultra Caravans gibi firmalar genelde en az 3 günlük kiralama talep ederken, kolaykaravan.com gibi platformlar karavan sahiplerinden kiralama fırsatı sunuyor. Burada karavan tipi, yakıt türü, vites ve lokasyon gibi kriterleri filtreleyerek size en uygun karavanı bulabilirsiniz. Ayrıca Avis ve Enterprise gibi büyük araç kiralama şirketleri de karavan hizmeti veriyor.
Biz, ilk deneyimimiz olması ve yalnızca hafta sonu için kiralama yapmamız nedeniyle Avis’i tercih ettik. Çekme karavan fiyatları daha uygun olsa da, manevralarda zorlanmamak adına motokaravanı seçtik. İlk kez karavan kullanacaklar için bu seçeneğin oldukça rahat olduğunu söyleyebilirim.
Poyrazlar Karavan Camping: Doğayla İç İçe Bir Deneyim
Karavanınızı doğanın bir köşesine çekip özgürce kamp yapabilirsiniz, ancak elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için bir kamp alanı tercih ettik. Sakarya’da, İstanbul’a sadece 1-1,5 saat uzaklıkta bulunan Poyrazlar Karavan Camping bu kriterleri karşılaması ve kolay ulaşımıyla bizim için idealdi. Kamp alanına neredeyse tamamen asfalt bir yoldan ulaştık; bu da yolu oldukça rahat kıldı.

Poyrazlar Gölü Tabiat Parkı’nın girişindeki tesis, göl kenarında yer alıyor ve harika bir orman manzarasına sahip. Özellikle göl kıyısında otlayan inekler ve çayırlarda dolaşan köpek dostlarımız bu deneyimi daha da keyifli hale getirdi. Hatta kendimizi bir an için Alpler’de hissettiğimizi söyleyebilirim.
Kamp alanında her karavan için ayrı bir elektrik ünitesi ve su bağlantısı bulunuyor. Su tüketimimize dikkat etsek de iki gün boyunca toplamda 360 litre su kullandık, bu da şehirde ne kadar fazla su tükettiğimizi düşündürdü. Kamp alanında mutfak, banyo ve tuvalet imkanları olsa da, karavan deneyimini tam anlamıyla yaşamak için bunları kullanmadık.
Karavan Kullanımı: İlk Deneyim Heyecanı
Karavan kiraladığımız firma, teslimat sırasında aracı detaylı bir şekilde tanıttı. Panel kontrollerinden tuvalet kullanımına, su tesisatından elektrik bağlantısına kadar her konuda bilgi verdiler. Özellikle tuvalet haznesi kullanımını ilk başta gözümüzde büyütsek de, içine konan özel bir kimyasal sayesinde her şeyin kolayca çözüldüğünü görmek bizi rahatlattı.

Karavanın mutfağı küçük ama işlevseldi. Ocak, lavabo ve temel mutfak ekipmanlarının yanı sıra, iki günlük yiyeceklerimizi saklayabileceğimiz bir buzdolabı da mevcuttu. Ancak yastık, yorgan ve nevresim gibi kişisel eşyalarımızı kendimiz götürdük. Genel olarak karavanın temizliği de oldukça iyiydi.
Neler Öğrendik?
İki günlük kısa kaçamağımız, şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak ve doğanın sadeliğini deneyimlemek açısından eşsizdi. Karavanın sunduğu özgürlük hissi, göl kenarında yürüyüşler, kendi yemeğimizi pişirmenin keyfi ve kitap okumak derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık.
Bu deneyim bize sadece doğada huzuru değil, aynı zamanda sade bir yaşam tarzının ne kadar keyifli olabileceğini de gösterdi. Şimdiden daha uzun bir karavan rotası planlamaya başladık bile.

Yorum bırakın