Grandma’s Wonderland’de Sürdürülebilir Gastronomi ve Wellness Deneyimi

, ,
2–3 dakika

Grandma’s Wonderland’in Smarana Healing ile birlikte gerçekleştirdiği Back to Earth etkinliği, şehrin yoğunluğundan uzaklaşmak ve beden-zihin-ruh dengesini bulmak isteyenler için eşsiz bir deneyimdi. İstanbul’dan sadece 1-1,5 saat uzaklıktaki Silivri’de, doğayla iç içe bir çiftlikte düzenlenen bu etkinlik, sabah yogasından ses terapisine kadar uzanan dolu dolu bir “wellness” programını sunuyordu. Aynı zamanda çiftliğin kendi mahsullerinden hazırlanan yemekler ve üzüm bağlarından üretilen şaraplar gastronomi anlamında da unutulmaz bir hafta sonu geçirmemi sağladı.

Photo by Prasanth Inturi on Pexels.com

Grandma’s Wonderland: Doğayla Uyumlu Bir Yaşam Alanı

Etkinlikten bahsetmeden önce Grandma’s Wonderland’i biraz tanıtmak isterim. Silivri’de yer alan bu çiftlik, doğanın kalbinde huzur bulabileceğiniz bir ortam sunuyor. Çiftlikte yer alan 17 odalı otel ve The Barn adlı restoran, sürdürülebilirlik anlayışıyla öne çıkıyor. “Topraktan sofraya” yaklaşımı benimseyen mutfağı, sebze ve meyvelerini kendi bahçelerinde ata tohumlarından yetiştiriyor. Restoranın başında, gastronomi ve sürdürülebilirlik alanlarında uzmanlaşmış Şef Buğra Özdemir bulunuyor. Danimarka’da Michelin yıldızlı restoranlarda deneyim kazanan Özdemir, mutfağını çevre dostu ve yaratıcı bir anlayışla şekillendiriyor. Bu yaklaşımı da geçtiğimiz haftalarda Yeşil Michelin yıldızıyla taçlandı.

İlk Gün: Topraklanma ve Vegan Gastronomi

Etkinlik cuma akşamı çiftliğin bağlarında yetiştirilen üzümlerden yapılan ev yapımı şaraplarla başladı. Bahçede yanan ateşin etrafında diğer katılımcılarla tanışma ve etkinlik programını öğrenme fırsatı bulduk. Akşam yemeği ise gerçek bir şölen gibiydi. Vegan bir katılımcı olarak başlangıçtan tatlıya kadar özenle hazırlanmış lezzetli vegan seçenekler beni çok etkiledi. Fesleğen soslu pancar carpaccio ve enginar-bezelyeli kuzugöbeği mantarı gibi lezzetler hafızamda yer etti.

Kaynak: grandmaswonderland.com

İkinci Gün: Farkındalık ve Şifa

Cumartesi sabahına yoga ile başladık. Ardından kristallerin enerji alanlarımız üzerindeki etkileri üzerine bir eğitim aldık. Hikaru Dorodango atölyesinde, sabır ve odaklanma gerektiren bir mindfulness aktivitesi gerçekleştirdik. Toprak toplarını parlatıp mükemmel bir küreye dönüştürmek, gerçekten meditasyon gibiydi. Paralel oturumda düzenlenen soya mumu yapım atölyesi de katılımcılar tarafından ilgiyle karşılandı.

Öğle yemeğinde, yine The Barn’ın eşsiz yemekleriyle ağırlandık. Yemek sonrası Qi Gong pratiğini deneyimledim. Bu Çin tıbbına dayalı egzersiz sistemi, fiziksel hareketlerle enerjiyi dengelemeyi hedefliyor. Ardından Can Dedeoğlu’nun ses terapisi seansı, farklı frekanslarla derin bir rahatlama sağladı.

Akşam: Bağların Arasında Bir Ziyafet

Akşam yemeği için üzüm bağlarının ortasında uzun bir masa hazırlanmıştı. Çiftliğin bahçesinden toplanan taze mahsullerle hazırlanan yemekler, etkinliğin gastronomik anlamda zirveye ulaştığı bir noktaya dönüştü.

Kaynak: onelatteplease.com

Ne yazık ki kedimin rahatsızlığı nedeniyle geceyi tamamlayamadan ayrılmak zorunda kaldım. Ancak pazar günü somatik nefes çalışmaları, sanat terapisi ve Yuvam Dünya’nın iklim kriziyle ilgili söyleşileri gibi etkinliklerle devam ettiğini öğrendim.

Gelecek Etkinlikler İçin Takipte Kalın

Her yıl ilkbahar ve sonbahar aylarında düzenlenmesi planlanan Back to Earth etkinliği, doğayla bağ kurmak ve ruhsal yenilenme arayışında olanlar için harika bir fırsat. Eğer bu deneyimi yaşamak istiyorsanız, bir sonraki etkinliği mutlaka takip edin. Namaste!

Bu yazı, daha önce the Magger’da yayınlanan yazımdan esinlenilerek yeniden düzenlenmiştir.

Yeni yazıların e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Yorum bırakın

Bizi Instagram’da Takip Edin!

AliveSouls'a ücretsiz abone olun!

Güncel yazılardan ve haftalık bültenden anında haberdar olmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin