Vizesiz Hafta Sonu Rotası: Üsküp ve Ohrid Gezi Rehberi

5–7 dakika

Yaklaşık bir saatlik uçuş mesafesinde olan Kuzey Makedonya, hafta sonu kaçamakları için ideal bir rota. Üstelik Schengen vizesi gerektirmiyor! Balkan ve Osmanlı esintisini bir arada bulabileceğiniz, yeme-içmenin uygun fiyatlı olduğu keyifli bir seyahat isterseniz burası tam size göre.

Photo by Igor Meghega on Pexels.com

Kuzey Makedonya Hakkında Kısa Kısa

Kuzey Makedonya Tarihi

Kuzey Makedonya, Balkanlar’ın kalbinde yer alan, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir ülke. MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender’in doğduğu antik Makedonya Krallığı’ndan Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanan zengin bir geçmişe sahip. Osmanlı hakimiyeti yaklaşık 500 yıl sürmüş ve bu süre zarfında bölgede camiler, hanlar ve hamamlar gibi birçok eser inşa edilmiş. 20. yüzyılda Yugoslavya’nın bir parçası olan Kuzey Makedonya, 1991’de bağımsızlığını kazandı. Günümüzde çok kültürlü yapısı, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle dikkat çekiyor.

Kuzey Makedonya’da Ulaşım

Öncelikle toplu taşıma imkanlarının sınırlı olduğunu söylemeliyim. Gideceğiniz yere yürüyerek veya taksiyle ulaşmak, toplu taşımadan daha hızlı ve konforlu olabiliyor. Taksi şoförlerinin taksimetre açması gerekirken, ne yazık ki hem Üsküp’te hem de Ohrid’de hiç yeltenmiyorlardı. Türkiye’deki kadar acımasız olmasalar da, yerel halkın ödediği ücretlere yaklaşabilmek için pazarlık yapmak şart. Seyahatimizin son gününde, “1 Ocak sabahı havalimanına otobüs bulabilir miyiz, bir sorun yaşar mıyız?” diye kara kara düşünürken BeeRide uygulamasını keşfettik. Tıpkı Uber gibi sorunsuzca ve olması gereken fiyatla havalimanına ulaşmış olduk.

Üsküp – Ohrid arasında da şehirlerarası otobüsle 2,5 saatlik bir sürede seyahat edebilirsiniz. Otobüs biletini KamilKoç’un Flixbus websitesinden kolaylıkla alabilirsiniz.

Üsküp Gezi Notları

İstanbul’dan yaklaşık bir saatlik uçuşla vardığımız havalimanında ilk iş olarak Makedon Dinarı (MKD) aldık. Çoğu yerde kredi kartı geçtiğinden 100-150 dolarlık bir nakit hafta sonu tatili için yeterli olur diye düşünüyorum. Havalimanından şehir merkezine otobüsle gidebilirsiniz ancak biz indiğimizde hem çok sıra vardı, hem de dolan otobüs bile kalkmıyordu. Ben de otobüs sırası bekleyen insanlara “Merkeze taksi paylaşmak isteyen iki kişi var mı?” diye seslenerek anında taksi ücretini yarıya düşürmüş oldum! Aynı zamanda iki kişiyi kış soğuğunda belirsiz süreyle otobüs beklemekten kurtardım.

Üsküp’te Konaklama

Üsküp’te kalacak yerinizi Makedonya Meydanı’na yürüme mesafesinde seçmenizi öneririm. Görülmesi gereken yerlerin çoğu bu civarda yer aldığı gibi toplu taşıma olanakları da limitli. Biz Osten Art Hotel‘de kaldık. Otelden beklentiniz yalnızca konaklama ise gayet yeterli bir yer.

Üsküp’te Görülmesi Gereken Yerler

Üsküp’e bir tam gün ayırmanız yeterli olacaktır. Birazdan bahsedeceğim çoğu yer Makedonya Meydanı‘na yürüme mesafesinde yer aldığından, önce buradan başlayabilirsiniz. Meydanın ortasında antik Makedonya Krallığı’nın hükümdarı ve tarihin en büyük askeri liderlerinden biri olarak bilinen, Yunan kültürünü geniş coğrafyalara yayarak dünyanın ilk büyük imparatorluklarından birini kurmuş Büyük İskender’in anıtı tüm ihtişamıyla yer alıyor. Aralık ayında gittiğimiz için, meydanda ufak bir Noel pazarı da vardı. Işıklarla bezenmiş bu alanda sıcak şaraplarımızın tadını çıkardık. Ayrıca yılbaşı kutlamaları da yine burada gerçekleşti.

Bu arada şehrin her yanında yüzlerce heykel bulunuyor. Hatta Makedonya nüfusunun %70’inin Makedon, %20’sinin Arnavut, %10’unun ise heykel olduğuna dair söylentiler var 🙂 Şaka bir yana, heykellerden bazıları gerçekten çok güzel ve açıkçası hikayelerini de merak ettim. Belki sadece bu heykelleri anlatan bir tura katılabilirsiniz.

Meydanın hemen yanında yer alan Vardar Nehri, şehri ikiye bölüyor. Üzerinde farklı stillerde birçok köprü var ama Osmanlı döneminden kalan Taş Köprü benim için aralarında en güzeliydi. Burayı özellikle akşam saatlerinde görmenizi öneririm çünkü hem köprülerin hem de etrafındaki görkemli binaların ışıklandırmasıyla hoş bir görüntü ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra, sabahın ilk saatlerinde doğmakta olan güneşin gökyüzünde oluşturduğu pembe-turuncu renkler, yine Vardar Nehri ve etrafında büyülü bir ambiyans oluşturuyordu.

Taş Köprü’den karşıya geçtiğinizde Üsküp’ün başka bir yüzünü deneyimliyorsunuz. Sonradan yapılmış modern binalar ve heykeller, yerini Osmanlı’dan bolca izler barındıran Eski Şehir‘e bırakıyor. Dar sokaklarda yan yana dizilmiş evler, dükkanlar, restoranlar… Ve artık daha fazla Türkçe duymaya ve görmeye başlıyorsunuz. Buraya kadar gelmişken yine Osmanlı’dan kalan Kapan Han‘ı da görmenizi tavsiye ederim.

Üsküp’te Kafe ve Restoran Önerileri

  • Paradise Food: Burası vegan beslenenler için adı üstünde cennet gibi bir yer! Çeşit çeşit lezzetlerden kendinize bir tabak yapıp, yediğiniz kadar ödeyebilirsiniz veya hamburger, pizza, dürüm ve tatlılarından tadabilirsiniz. Burada aynı zamanda ev yapımı vegan şarküteri ürünlerinin satışını gerçekleştiriyorlar. Ben de denemek için salam ve sosis aldım.
  • Zen Gusto: Aziz Constantine ve Helena Kilisesi’nin karşısında kalan bu kafe, vegan olmasa dahi birçok vegan seçenek sunuyor. Ben geç kahvaltı olarak kinoalı bir kase tercih ettim: içinde nohut, kabak çekirdeği, domates, salatalık, zeytin ve nar vardi. Özellikle vegan mayonezle hazırladıkları sosu çok lezzetliydi.
  • Mulliri: Makedonya Meydanı’nı gezip Taş Köprü’den Türk mahallesine geçerken burada keyifli bir kahve molası verebilirsiniz. Üstelik bitkisel süt seçenekleri de var.
  • Kosmos: Türk mahallesinde yer alan bu tarihi mekan, insanların köfte yemek için tercih ettikleri bir yer olsa da zeytinyağıyla yaptıkları güveçte kuru fasulye çok lezzetliydi.
  • Pelister: Tarihi Pelister Oteli’ne ait olan restoranın menüsü çok çeşitli ve fiyatlar uygun. Burada tercihimi pancar, avokado ve bezelyeden oluşan büyük bir salatadan yana kullandım. Yanında çeşitli meyvelerden elde edilen ve Balkanlar’da yaygın olarak tüketilen Rakia içtim. Fiyatları Türkiye’de göre oldukça uygundu, böyle bir restoran İstanbul’da olsaydı kim bilir ne kadar öderdik…
  • Merak Restaurant: Canlı müziğin eşlik ettiği bu mekan, Kuzey Makedonya mutfağını ve kültürünü en iyi şekilde yansıtıyor. Tabii 31 Aralık gecesi için günler öncesinden dolduğundan biz gidemedik ama listede yer vermeden geçmek istemedim.

Ohrid Gezi Notları

Yazının başında belirttiğim gibi, Ohrid’e Üsküp’ten otobüsle ulaştık. Buraya Üsküp’ten günübirlik gelmenizin yeterli olduğunu düşünüyorum. Biz sabah 7 otobüsüyle gelip, akşam 6 otobüsüyle dönmüştük.

Ohrid çarşısı dar sokakları ve yan yana dizilmiş cumbalı evleriyle, tıpkı Üsküp’teki gibi tipik bir Osmanlı şehrini andırıyor. Buradan aşağı doğru yürüdüğünüzde Ohrid Gölü‘ne ulaşıyorsunuz. Göl kenarından şehre doğru baktığınızda ufak ufak evlerin, dağın yamacına serpiştirilmiş görüntüsü tablo gibi bir manzara oluşturuyor. Gölün etrafında yer alan ve üst kısımları karla kaplı dağlar bakmaya doyamacağınız bir sahne yaratıyor. Bot kiralayarak gölde yarım saatlik bir tur yapmanızı mutlaka öneririm. Şehirden gölü izlemek çok keyifli ancak bu şekilde bir de gölden şehri izleyin! Ayrıca suyun durgunluğu, gölün ortasındaki o sessizlik ve sakinlik size çok iyi gelecek.

Bot turunun ardından Tsar Samoil yolu boyunca, Ohrid evleri arasından yürüyerek şehrin tarihi dokusunun tadını çıkarabilirsiniz. Bu yol sizi Aziz Sophia Kilisesi‘ne götürüyor. Yol üstünde bir de Kağıt Müzesi var, burada kağıdın nasıl yapıldığını ücretsiz olarak izleyebilir ve ham kağıt satın alabilirsiniz. Kilisenin ardından Ilindenska yolundan göl kenarına inip, tahta iskele boyunca Aziz John Kilisesi‘ne doğru yürüyebilirsiniz. Kilisenin Ohrid’in en güzel manzaralarından birine sahip olduğunu söyleyebilirim. Buradan da çok boyutlu ve büyüleyici bir mimariye sahip Aziz Clement Kilisesi‘ne devam edebilirsiniz. Ardından şehri çeviren surların üst kapısından geçerek merkeze geri dönebilirsiniz.

Ohrid’de Restoran Önerisi

Belvedere: Günübirlik geldiğimiz için yalnızca öğle yemeğini Ohrid’de yedik. Göl kenarında yer alan Belvedere, ambiyansı ve mutfağıyla tam bir Makedonya restoranı. Tercihimi Balkan sosuna benzer bir sosla lezzetlendirdikleri patlıcan yemeği ve köz biberli Makedonya salatasından yana kullandım ve gayet lezzetli buldum.

Bonus: Matka Kanyonu

Eğer Üsküp’te bir gününüz daha olursa mutlaka Matka Kanyonu’nu da deneyimleyin. Arabayla yaklaşık yarım saat uzaklıktaki bu kanyon, gerçek bir doğa harikası. Buraya düzenlenen bir tura katılabilir veya araba kiralayabilirsiniz. Doğayla iç içe, huzur dolu bir gün olacaktır.


Yeni yazıların e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Yorum bırakın

Bizi Instagram’da Takip Edin!

AliveSouls'a ücretsiz abone olun!

Güncel yazılardan ve haftalık bültenden anında haberdar olmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin