Vegan Olmakta Neden Zorlanıyoruz?: Veganlık ve Toplumsal Engeller

2–3 dakika

Vegan dünya, bir yaşama biçiminin ve ideolojinin ötesinde; bir hak savunuculuğudur. İletişim dilinin şiddetli olduğu bir ortamda, şiddete maruz kalan hayvanların yoldaşlığıdır. Bu yoldaşlık mefhumu üzerinden kurulan bağ, hayatın kendisini dönüştürmek üzerine bir dünya tahayyül eder. Bu nedenle vegan birey, aktivist bir yaşam sürer. Yaşamı anormal okumak değil; farklı bir perspektiften görmek anlamına gelir. Peki, önemli bir soru: Madem böyle, insanlar neden vegan olmakta zorlanmaktadır?

Kaynak: moustache-farmer.de

Kültür, Alışkanlıklar ve Haz Duyma

Bu noktada toplumsal meseleler devreye girmektedir. Örneğin; dini ritüeller, mutfak kültürü, beslenme alışkanlıkları… Bunun yanı sıra işin içinde psikososyal durumlar da mevcuttur. Mesela haz ve güç ilişkisi: bireyin, kendi dışındaki bir canlıyı yok etmesi ve onu yemesi… Belki de buradan Freudyen bir yorum da çıkabilir: canını aldığı şeyin, oral yolla dünya üzerinden silinmesi gibi bir ihtiras meselesi. Ancak konunun çok dışına çıkmadan, soruyu bu kısa açıklamadan sonra yineleyelim: insanlar, veganları anladığını söylemesine rağmen, neden vegan olmakta zorlanıyor?

Her sabah etin baharatlarla buluşturularak lezzetli olduğu düşünülen bir kokuyu sağlayan bir mutfak düşünelim. Bu mutfaktan her gün tüm öğünlerimiz karşılansın ve yaklaşık 15-20 yıl boyunca insanlar bu şekilde beslensin. Veganist farkındalık bireyin kendisinde gelişse dahi, alışılmış tattan vazgeçmek kolay olmamaktadır. Ancak bu tadın da bilişsel bir sonuç olduğunun, tat reseptörlerinin yenilenebildiğinin farkında olan bireyler bu konuda ısrarcı olursa vegan olmaktadır.

Kaynak: edgarsmission.org.au

Tüm bunlarla birlikte, bir diyetisyene gidildiğinde dahi, bu işin bilimsel araştırmalarında bulunmuş, sahanın içerisinde olan çoğu diyetisyen bile protein kaynağı olarak hayvansal gıdaları önermektedir. Ne zaman ki kolesterol gibi problemler ortaya çıkar, o zaman bitkisel bir düzenleme sunulur. Zira gastronomide de vegan mutfak, yalnızca bir “renk” olarak görülür. Tüm bunlar hem kültürün bir parçası hem de kültürün bir sonucudur.

Etik Kaygılar ve Konfor Alanı Arasında

Et yemeyi bırakıp vejetaryen olabilen insanların bir kısmı da yaşamını veganlığa ulaştırma hedefiyle sürdürürken, bir kısmı bu hedefi gerçekleştirmez. Bunun nedenleri arasında, hayvanların ölmesine neden olmamanın kendi içinde yeterli olduğunu düşünenler ya da yaşamının konfor alanını buna tercih edenler yer alır. Ancak süt, yumurta, yoğurt gibi hayvan kaynaklı ürünlerin tüketime sunulması için de bir hayvan sömürüsü gerçekleşmektedir. Bu sömürü, içerisinde şiddeti ve cinsel tacizi barındırmaktadır. Birey, bunu bu noktadan okuyabilmesine rağmen hâlâ neden vegan olmaz?

Kaynak: edgarsmission.org.au

Bu işi düşünsel anlamda bir noktaya getirmesi, pratiğinde de sağlayacağı anlamına gelmez. Ancak pratiğe dökülmemiş bir farkındalık, sahiden farkındalık mıdır?

Vegan Yaşamla Açılan Yeni Bir Alan

Son olarak, vegan yaşamın içerisinde bulunmanın ilk etapta kültürel tabuları, alışkanlıkları ve toplumsal bağı yıkmak nedeniyle zor olduğu uzak bir gerçeklik değildir. Ancak bu bağı yıkıp yerine vegan bir yaşam inşa ettikten sonra, insanın yeniden doğduğu ve düşünsel yaşamının da değiştiği ayrı bir gerçeklik ve hareket alanı açılır.


Yeni yazıların e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Yorum bırakın

Bizi Instagram’da Takip Edin!

AliveSouls'a ücretsiz abone olun!

Güncel yazılardan ve haftalık bültenden anında haberdar olmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin