Endüstriyel hayvancılığın dehşet verici yüzüne, ister vegan olalım ister olmayalım, birçoğumuz hakimiz. Ancak iş balıkçılığa gelince verdiğimiz önem katsayısı azalıyor. Bunun sebebi, balıklar daha az acı çektiği için mi? Peki balıklar tam olarak ne yaşıyor?

Balıklar Acıyı Nasıl Deneyimliyor?
Balıkların acı hissetmediği yönündeki yanlış inanış, balıkçılık sektörünün en büyük dayanaklarından biri. Oysa bilimsel araştırmalar, balıkların sinir sisteminin memelilerle benzer şekilde acıyı algıladığını ortaya koyuyor (Kaynak: Dr. Lynne Sneddon).
Balıklar yaralandıklarında kaçma ya da tepki verme gibi refleksler gösteriyorlar ve strese giriyorlar. Yani ağlara takılıp nefessiz kaldıklarında veya canlı canlı kesildiklerinde acı çekmemeleri imkânsız.
Ayrıca balıklar, av sırasında ağlara takıldıklarında nefes alamıyor, eziliyor ve saatler süren korkunç bir işkenceye maruz kalıyor. Teknelere çekildiklerinde neredeyse hepsi hâlâ canlı oluyor ve canlıyken derileri yüzülüyor, başları kesiliyor. Bir kısmı ise bizdeki oksijensiz kalarak boğulmaya benzer bir ölüm yaşıyor. Sesleri çıkmadığı için çığlık bile atamıyorlar.
“Yan Avlar”, Tamamen Bir Hiç Uğruna Can Veriyor
Her balıkçılık faaliyetinde, hedeflenen türlerin dışında sayısız canlı da ağlara takılıyor. Yunuslar, deniz kaplumbağaları, köpekbalıkları ve daha nice canlı bu “yan av” (bycatch) felaketinde can veriyor. Bu durum sadece türlerin azalmasına değil, deniz ekosisteminin geri dönülmez şekilde zarar görmesine neden oluyor.

Balık Çiftlikleri, Balıklar ve Çevre İçin Felaket Niteliğinde
Balık çiftlikleri, “sürdürülebilir” gibi sunularak göz boyamaya çalışıyor fakat arka planda balıklar, büyük bir eziyete maruz kalıyor.
Dar kafeslerde birbirlerine sürtünerek yaralananlar, stres ve hastalıklarla boğuşanlar… Ölümden farksız bir hayat yaşıyorlar. Üstelik bu çiftliklerde kullanılan antibiyotikler ve atıklar, çevre kirliliğini besleyip ekosistemi felakete dönüştürüyor.
Balık popülasyonlarının azalmasının yalnızca denizleri etkilediğini düşünmeyin. Tüm dünya etkileniyor çünkü besin zinciri kırılıyor. Deniz canlılarının dengesinin bozulmasının yanı sıra iklim değişikliği üstünde de olumsuz etkiler yaratıyor. Okyanuslar, karbondioksiti emerek dünya iklimini dengelerken balıkçılık bu doğal döngüyü bozuyor (Kaynak: World Wildlife).

En Az Önem Verdiklerimiz, En Çok Acıyı Çekiyor
Özetle balıklar, diğer canlılarla aynı acıyı hissetmelerine rağmen endüstride en çok görmezden gelinen canlılar.
Balıkçılığın yol açtığı acı ve ekosistem felaketini durdurmanın yollarından biri ise balık tüketimini bırakmak. Bitkisel deniz ürünleri (yosun bazlı “balık” alternatifleri, börülce gibi omega-3 seviyesi yüksek besinler vb.) hem sağlıklı hem de çok daha çevre dostu.
Tüm canlılar için adil bir yaşam mümkün.
Bu konu hakkında daha fazla bilgi için Netflix’te yayınlanan “Seaspiracy” belgeseline göz atabilirsiniz.

Yorum bırakın