Minimalizm ile seyahat etmek arasındaki bağlantıyı kurmak zor olabilir. Covid pandemisi sırasında aslında sahip olduğumuz çoğu şeye ihtiyacımız olmadığını fark ettik. Çoğumuz evlerimizdeki, çevremizdeki yüklerden arınıp, daha basit ancak daha değerli zamanlar geçirebileceğimiz kişilere, hobilerimize yöneldik. En önemlisi de çocuklarımızdan ödünç aldığımız dünyayı, bu kadar tüketmemize gerçekten gerek olmadığını gördük.

Seyahat ile Minimalizmin Bağlantısı Nedir?
Gelelim seyahat konusuna… Burada tatil yapmak ve yeni yerler keşfetmek amaçlı olan seyahatleri ayırmak istiyorum. Biz beyaz yakalılar, yakın bir geçmişe kadar izin alıp, ultra her şey dahil, denize sıfır otellerde bir hafta yiyerek ve yatarak yılın yorgunluğunu atmaya kodlandık. Ancak aynı sürede daha az bütçe ile daha fazla şehir veya ülke görebileceğimiz bir seçeneğimiz var.
Bir valiz alıp, otobüs veya kampanyalardan alınmış uçak biletleri ile uygun fiyatlı otellerde konaklayıp 3-4 ülke görebiliyorum. Bence bu muhteşem. Küçük valiz, az ama ihtiyacımız olan eşya, sadece uyuman için bir yatak ve ihtiyacın olduğunda açlığını bastıracağın kadar yemek yemek… Arttırıyorum, hafta sonu rotalarında, sırt çantası ile görülen ülkeleri de ekliyorum.
Bu yaşam tarzının minimalizm felsefesi ile yakınlığını yadsınamaz. Basit yaşam tarzına hızlı adapte olmaya başlıyorsunuz. Bir yaşam amacımızın olması, mental sağlığımız açısından minimalizmde ve diğer birçok bilimde ilk olarak tavsiye edilen konu. Burada amacımız yeni bir yer görmek olarak belirlenmiş bile…

Sırt çantası ile evden çıktığım seyahatlerdeki özgürlük hissini çok seviyorum. Yüklerinden arınmışsın, 39 derecenin altında, günde kaç bin adım atabileceğini, yani sınırlarını görebiliyorsun. Kendini tanıyorsun. Burada ihtiyacın olan, bir rahat tişört, rahat bir ayakkabı ve su şişen; bu kadar basit…
En Önemli Soru: Bu Seyahatleri Nasıl Planlayabiliriz?
Ben yıllarca neden planlayamadım, oradan başlayım. “O kadar ileri bir tarihe bilet alamam, kesin kötü bir şey olur, izin alamam” gibi bahaneler en büyük etkenlerdi. Bunları şimdi unutun.
Seyahat planlamasına başlarken birkaç sorum var: Bizim seyahat amacımız nedir? Tatil yaparak dinlenmek mi, yoksa gezgin ruhu ile yeni yerler görmek mi? Tatil için süremiz ne kadar? Hafta sonuna bir iki gün ekleyebilir miyiz, yoksa en az bir hafta izin alabilir miyiz?
Bazen bir hafta sonu da olsa bulunduğumuz ortamdan uzaklaşmak metal sağlığımıza iyi geliyor. Hem ülke içi hem de ülke dışı hafta sonu gidebileceğimiz çok güzel rotalar bulunuyor. Bir hafta sonu Girne/Kıbrıs’a, bir hafta sonu Tiflis/Gürcistan’a gidip, sabah 7 civarında uçaktan inip, izin bile almadan çalıştığım günler oldu. Ankara’dan bir cuma gecesi otobüs ile Antalya’ya gidip, pazar gecesi aynı şekilde dönüp, mesaiye yetiştiğim bir hafta sonum da oldu.

Eğer planlamayı erken yaparsanız, uçak biletini erken aldığınızda ciddi anlamda maddi avantajınız da oluyor. Kabul edelim, ne kadar dikkatli harcasak da seyahat etmek maddi birikim gerektiriyor.
Üstteki iki sorudan bağımsız soruyorum: Nereye gitmek istiyorsunuz? Hayalinizde hangi şehir(ler) veya ülke(ler) var? Gitmek istediğiniz yerlerde vize gereksinimi mi var mı? İstediğimiz bazı rotaları hiç ertelemeden hemen gidebilecekken, “Kim uğraşacak, yorulurum” deyip, hiç yapamıyoruz çoğu zaman.
Antalya’ya gitmeye karar verdikten iki gün sonra otobüs biletimi alıp arkadaşımı görmeye gitmiştim. 2023’ten 2024’te görmek istediğim ülkeleri planlamıştım. 2024’te de 2025 için planlamaları yapmıştım. Her planıma uyamıyorum bazen, ancak bir seyahat planım olması kendimi iyi hissettiriyor.
Büyük Valiz, Büyük Sorun
Hatırlıyorum, yaz tatiline giderken valize sığmayıp, arka koltuğa eşya koyduğum dönemler vardı. Sonra çoğunluğu kullanmadan aynı şekilde getirirdim. Şu an sadece ihtiyacım kadar eşya yanımda getiriyorum.
Rahat kıyafetler tercih ediyorum. Kalacağım gün kadar tişört alıyorum. Öncelikle hava durumuna bakmayı ihmal etmiyoruz tabii ki. Hırka, sweatshirtlerle uyumlu renklerde ve onlara göre daha az sayıda, yedek pantolon ve ayakkabı vb. ile kabin boy valize sığacak şekilde hazırlanıyorum.

Temel ihtiyaçlar için diş macunu gibi kabin boyları için sınırsız alternatifler var. Uçak kampanyalarında küçük valizleri kapsayan kampanyaları bulmak çok daha kolay oluyor. Ek olarak, büyük valizi taşımak da her zaman daha zor oluyor.
Yurt dışına çıkarken benim ilk araştırdığım konulardan bir tanesi de şehrin musluk suyunun içilebilir olup olmaması. Su içilebilirse, yanımda bir tane boş su şişesi alıyorum. Yiyeceklerimi yanımda taşıyabilmek için saklama kaplarını da yanımda taşıyorum.
Benim gibi gıda toleransları olan bir bünyeye sahipseniz, yemeklerdeki değişikliğin etkisini hızlı bir şekilde görüyorsunuz. O sebeple, sandviç, meyve gibi gıdaları yanımda taşıyorum. Burada önemli bir konu daha: Eğer bir hassasiyetiniz veya kronik rahatsızlığınız varsa o ilaçların kesin olarak o valize girmesi gerekiyor.
Kendi Seyahatlerimde Nelere Dikkat Ediyorum?
Genel olarak tercihim, gittiğim şehre ait en fazla önemli yapıyı görebilmek yönündedir. Şehirlerin pazarlarını gezmeyi çok severim. O bölgede yaşayan halkı, hangi sebze ve meyvelerin yetiştiğini, yerel ürünleri pazarlardan anlıyorsunuz.

Ulaşımlarda tercihim ilk olarak yürüyerek gezmek şeklinde. Sonrasında toplu taşımayı tercih ediyorum. Uzun yıllar belediye otobüsü üretimi alanında çalıştığım için şehir içi otobüslerini incelerken buluyorum kendimi.
Seyahatlerimde internet arama motorları, AI çözümleri, Google Maps ve diğer harita uygulamaları, ulaşım uygulamaları gibi ücretsiz uygulamalardan yoğun bir şekilde yararlanıyorum.
Bilmediğim Bir Şehirde Nasıl Yolumu Buluyorum?
Google Maps veya Haritalar uygulamasını kullanıyorum. Gideceğim yeri yazarak, yol tarifine bastığınızda önünüze araç, yürüme ve otobüs sembolü geliyor. Otobüsü seçtiğinizde hangi toplu taşıma araçları ile nerede aktarma yapacağınız, ne kadar sürede çıkacağınızı görebiliyorsunuz.
En son tercihim olan araç için ise kullandığım uygulamaların Uber veya Bolt olduğunu söyleyebilirim. Cep telefonunuza uygulamalarını indirirseniz, gideceğiniz güzergâha ne kadar zamanda ve ücret ile gideceğinizi görebilirsiniz. Taksi tercih ederseniz o da bir alternatif oluşturuyor. Ücretler genelde sürpriz oluyor.

Seyahatimi planlarken ise gezi blogları okuyorum, internetten ve ChatGPT’den araştırıyorum. Google Maps uygulamasında kendi alt haritalarınızı oluşturabiliyorsunuz. Gezmek istediğim konumları bu alt haritama kaydediyorum. Bu şekilde aynı yerde hangi görülmesi gereken yerler olduğunu görüp, tur rotamı belirliyorum. Uygulamanın şöyle bir güzelliği de var: Kaydettiğiniz her yerin fotoğraflarını görebiliyorsunuz. Benim “Bu parka da gitmeye gerek yok” deyip gitmekten vazgeçmişliğim de çok oldu.
Kalacak yerleri otellere yönelik uygulamalar, Airbnb seçenekleri, karavanlar, çadırlar oluşturuyor. Bur biraz daha kişisel tercihler olduğu için bir öneri yapamıyorum.
Seyahat deneyimlerimi yazdığım notlarda görüşmek üzere…

Yorum bırakın