AliveSouls olarak doğaya, insana ve tüm canlılara zarar vermeden nasıl sürdürülebilir ve iyi bir yaşam kurabileceğimizi sizlerle paylaşıyoruz. AliveSouls’a da ilham veren vegan felsefesini ne zaman ve nasıl benimsediğim sık sık sorulduğu için, bunu bir yazıya döküp sizlerle paylaşmak istedim. Belki sizin zihninize de küçük bir tohum bırakmış olurum, ne dersiniz?

Orman Yangınlarıyla Başlayan Değişim
Her şey 2021 yazındaki o büyük orman yangınları felaketiyle başladı. Doğasıyla büyüleyen Marmaris dahil pek çok yerin yok olduğu o yaz, herkes gibi ben de yitip giden ağaçlar, köyler, hayatlar ve canlar nedeniyle mahvoldum.
O sırada Instagram’da karşıma HAYTAP’ın (Hayvan Hakları Federasyonu) videoları çıkmaya başladı. Ormanda yaralanan canlılar için sahra hastaneleri kurup onları tedavi altına almışlardı. Her bir cana bir isim verip gelişmelerini paylaşıyorlardı. Ve ne zaman bir keçi, kuzu ya da dana biraz daha toparlanıp ayağa kalksa ben de inanılmaz mutlu oluyordum.
Bir Video ile Gelen Farkındalık
Bir gün HAYTAP’ın başka bir videosuna denk geldim: İyileşenlerin nakledildiği Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde koşup zıplayan hayvanlar… Videonun altında şu yazıyordu:
“Bugün etsiz pazartesi. İsterseniz diğer günler de öyle olabilir.”
O an kafama dank etti. İyileşmesine sevindiğim bu hayvanları aynı zamanda her gün yiyordum. Tabağım ile vicdanım arasındaki bağ tamamen kopuktu.

Bir Haftalık Geçiş Süreci ve Sorgulamalar
Bundan sonrası çok hızlı gelişti. Gözümdeki perde bir videoyla kalktıktan sonra bir daha et ve tavuk yiyemedim. Bir haftalık geçiş sürecimde “Protein almam gerek” düşüncesiyle balık, yumurta ve süt ürünlerini tüketmeye devam ettim.
Ama aklıma şu soru takıldı:
“Veganlar neden hiçbir hayvansal gıda tüketmiyor?”
Ve başladım araştırmaya. Google ve YouTube’a “X neden vegan değil?” yazıp o sektörlerin arkasındaki gerçekleri incelemeye koyuldum. Bu noktada Dr. Suat Erus’un YouTube videoları ve PETA.org’daki makaleler gerçekten çok aydınlatıcı oldu.
Hayvancılık Sektörünü Sorgulamak
Aslında ortada apaçık bir gerçek var fakat gelenekler ve alışkanlıklar nedeniyle bunu sorgulamak çoğu zaman aklımıza (veya işimize) gelmiyor. Çocukluktan itibaren belki bıraksalar yemeyeceğimiz et, süt ve yumurtayı aileler zorla yedirip “normalleştiriyor”. Bir de hayvancılık sektörünün güzellemeleri var tabii: Ürün paketlerinde ya da reklamlarda asla bir hayvanın gerçekten yaşadıklarını görmezsiniz. O inekler ve tavuklar hep güler.

Geçiş sürecinde aklımı en çok şu soru meşgul ediyordu:
“Protein, kalsiyum ve demiri nereden alacağım?”
Sonra öğrendim ki baklagil, sebze, tahıl, kuruyemiş, meyve ve yeşillikleri dengeli bir şekilde tüketerek bunların hepsini alabiliyorum. Sadece B12 ve D vitaminlerini takviye olarak almam gerekiyordu (birçok insan gibi).
Vegan Toplulukların Gücü ve Önyargılarımın Yıkılması
Bu noktada vegan Instagram hesaplarını takip etmek bana çok yardımcı oldu. “Bir günde ne yiyorlar?”, “Market alışverişlerinde neler alıyorlar?”, “Hangi ürünler kazara vegan?”, “Hangi restoranlar vegan dostu?”, “Hangi kozmetik ve temizlik ürünlerini tercih ediyorlar?” gibi soruların yanıtlarını burada buldum.
Bu soruların cevabının aslında ne kadar kolay olduğunu da süreç içinde fark ettim. Türk mutfağındaki tencere yemekleri, zeytinyağlılar ve mezelerden et ve et suyunu çıkarınca; hayvansal süt ürünlerini de marketlerde bulunan bitkisel muadilleriyle (vegan peynir/süt/yoğurt) değiştirdiğinizde zaten vegan beslenmiş oluyorsunuz. Bunun dışında deri, yün, kaşmir ve ipek içermeyen pek çok ayakkabı, çanta ve kıyafet alternatifi de fazlasıyla mevcut.
Bir de Suat Erus’un “Kim Bu Veganlar?” podcastini bolca dinledim. Çünkü gözümde veganlar hep “ekstrem” insanlardı. Ancak podcastte sanatçı, akademisyen, sporcu ve iş insanlarıyla yapılan röportajlar önyargılarımı tamamen yıktı. Veganlar da bizim gibi gayet “normal” insanlardı!

Vegan Yaşama Tam Geçiş
Ve o günden beri giydiğim kıyafetten kullandığım kozmetiğe, yediğim yemekten taktığım çantaya kadar hiçbirinde hayvansal ürün olmamasına dikkat ediyorum. Kulağa zor gibi gelse de inanın hiç değil. İstedikten sonra tüm alternatifler insanın önüne görünür oluyor. Siz “neden”e ikna olduktan sonra “nasıl”ını bulmak çok daha kolay.
Zaten AliveSouls da bunun için var! Vegan Yaşam kategorisinin altında hayatınızı kolaylaştıracak onlarca paylaşım bulabilirsiniz. Merak ettiğiniz bir şey olursa ben her zaman yanıtlamak için buradayım.
Bu arada yaşadığım en büyük zorluk çevremdeki insanları ikna etmekti. Kimse benim kadar araştırmadığı için yeterli beslenemeyeceğimi düşünüyorlardı. Onları önce 3 ayda bir, daha sonra 6 ayda bir ve yılda bir yaptırdığım kan testleriyle ikna ettim. Düşen tek değerim kolesteroldü!
Son Söz: En Büyük Pişmanlığım
Sözlerimi bitirirken şunu söylemek isterim: Ben tüm hayvansal gıdaları her gün severek tüketiyordum. Hiçbirinden lezzetini sevmediğim için vazgeçmedim. Ama onları tüketmemek için öyle güçlü nedenlerle karşılaştım ki, artık aksi bir hayat mümkün olamadı.
Her vegan şunu der:
“En büyük pişmanlığım daha erken vegan olmamak.”
Gerçekten de öyle… Hem vicdanım hem bedenim inanılmaz rahatladı.

Yorum bırakın